Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ermenistan Başbakanı Paşinyan, ilk kez Türk basınına konuştu

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ilk kez Türk Türk medya kuruluşlarının temsilcilerine verdiği röportajda, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşme sürecine değinerek, "Ermenistan ile Türkiye arasında başlayan bu diyalog çok önemli" dedi. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydeden Paşinyan, "Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi artık sadece zamanla ilgili bir meseledir" ifadesini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 13.03.2025 15:53
Haber Güncellenme Tarihi: 13.03.2025 15:55
Kaynak: Haber Merkezi
ogaste.com
Ermenistan Başbakanı Paşinyan, ilk kez Türk basınına konuştu

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ilk kez Türk medya kuruluşlarının temsilcilerine röportaj verdi. Başbakanlık binasında gerçekleştirilen röportajda Başbakan Paşinyan, basın mensuplarının Türkiye-Ermenistan ilişkilerinden Ermenistan’ın dış politikasına yönelik sorularını yanıtladı.

Türk basın mensuplarına "Hoş geldiniz" diyerek konuşmasına başlayan Başbakan Paşiyan, "Hatırladığım kadarıyla bu, eşi benzeri görülmemiş bir fırsat ve eşi benzeri görülmemiş bir format, yani daha önce böyle bir formatta böyle bir görüşme hiç gerçekleşmedi ve bence bugün sohbet etme ve düşüncelerimizi paylaşma fırsatımızın olması iyi bir şey. Hepimize başarılı bir çalışma diliyorum ve tüm sorularınızı yanıtlamaya hazırım" dedi. Paşinyan’a ilk olarak Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirme sürecinde hangi noktada olunduğu soruldu. Ermenistan Başbakanı Paşinyan, bir gün siyaseti bırakıp emekli olduğunda Ermenistan-Türkiye ilişkileri ve özellikle Güney Kafkasya hakkında nasıl bir miras bırakmak istediğine ve bölge için nasıl bir hayali olduğuna yönelik soruya şu yanıtı verdi:

"İkinci soruya kesin bir yanıt vermek çok zor. Çünkü henüz hangi sonuçları kaydettiğimizi ve hangi sonuçları özetleyebileceğimizi görmemiz gerekiyor. Elbette, dilekler açısından konuşacak olursak kesinlikle Ermenistan ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasını, sınırın demiryolu ve kara yolu ulaşımı için açık olmasını, ticari bağlantıların doğrudan olmasını dilerdim, yani sınır geçişleri ve ulaşım bağlantıları açısından. Çünkü bugün bile Ermenistan ve Türkiye arasında oldukça geniş bir ticaret hacmi var, iş bağlantıları mevcut, ancak bu esasen dolaylı bir şekilde gerçekleşiyor"

"Ve elbette, Ermenistan ile Türkiye arasında başlayan bu diyalog çok önemli" diyen Paşinyan, "Bana sık sık Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde hangi sonuçların elde edildiği soruluyor. Elbette, genellikle özel temsilcilerimiz formatında yapılan görüşmelerde Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınırın - kara sınırından bahsediyoruz - üçüncü ülke vatandaşları ve diplomatik pasaport sahipleri için açılacağı konusunda bir anlaşmaya varıldığını söylüyoruz ve elbette bu anlaşmanın uygulanmasını bekliyoruz. Bu anlaşmaya 2022 yazında varılmıştı, ancak henüz uygulanmadığı için birçok kişi bunu Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde herhangi bir sonucun olmadığı şeklinde yorumluyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde herhangi bir ilerleme olmadığına yönelik ifadeler çıktığını söyleyen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, "Çünkü bugün Ermenistan ile Türkiye arasında çok doğrudan bir diyalog, çok doğrudan bir konuşma var ve eğer ilişkilerimizin önceki dönemini göz önünde bulundurursak, bu çok önemli bir değişimdir. Ermenistan ve Türkiye’nin diplomatik temsilcileri sürekli doğrudan temas halindeler. Ve tekrar ediyorum, dışarıdan bakıldığında bu somut bir sonuç gibi görünmeyebilir, ancak benim için ve devlet yönetim sistemindeki insanlar için bu somut bir sonuçtur. Çünkü daha önce birbirimizin bakış açılarını netleştirme fırsatından bile yoksunduk. ‘Ankara’da ne düşünüyor’ diye genellikle üçüncü ülkeler aracılığıyla öğreniyorduk. Ankara da esasen üçüncü ülkeler aracılığıyla Erivan’da ne düşünüldüğünü öğreniyordu. Şimdi ise kelimenin tam anlamıyla, temsilcilerimiz doğrudan telefon açıp 'Bu konudaki görüşünüz nedir?' diye sorabiliyorlar ve bu çok önemli bir değişimdir. Bu, son derece önemli bir gelişme ve bunun sonuçlara yol açacağından eminim. Ayrıca, tarafların hangi zorluklarla karşılaştığını, hangi sorunların olduğunu, hangi konuların ek açıklama gerektirdiğini, hangi konularda bakış açılarının farklılaştığını karşılıklı olarak daha iyi anlıyoruz. Bunu çok önemli bir kazanım olarak gördüğümü açıkça söylemeliyim" ifadelerini kullandı.

Paşinyan, "Bu süre zarfında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birkaç kez görüşme gerçekleştirdik, telefon görüşmeleri yaptık, Dışişleri Bakanları iletişim kurdu ve iletişim halinde olmaya devam ediyor. Bölgesel Yönetim ve Altyapı Bakanımız, mevkidaşıyla temas kurdu. Ayrıca Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Bakanı da temaslarda bulundu. Özel temsilciler de birbirleriyle iletişim halinde. İş birliğine dair somut örneklerimiz de mevcut; yakın zamanda Türkiye tarafından aranan veya suçlanan 2 kişiyi Türkiye’ye teslim ettik. Bunlar büyük başarılar gibi görünmeyebilir, ancak önceki dönemde ne durumda olduğumuzu göz önünde bulundurursak, elbette bu çok önemli bir ilerlemedir. Ancak, bunun dinamik bir süreç olduğunu vurgulamak çok önemlidir ve elbette bu dinamiğin durmaması ve devam etmesi için çaba gösterilmelidir. Bu ise, diğer faktörlerin yanı sıra, iki ülkenin liderlerinin ve hükümetlerinin siyasi iradesine bağlıdır. Ben siyasi irade görüyorum, ancak önemli olan bu siyasi iradenin karşılıklı olarak gelişmeye devam etmesidir" dedi.

Paşinyan açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Elbette şunu da belirtmem gerekir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beni, seçimlerde elde ettiği zaferden sonra düzenlenen yemin törenine davet etmesi de bir anlamda kayda değer bir olaydı ve ben de Ankara’ya gitmeye karar verdim. Bu, sadece önemli bir etkinlik ve önemli bir mesaj olmanın ötesinde Türkiye’nin siyasi çevrelerinin temsilcileriyle etkileşim kurma fırsatı da sundu. Bu da ikili ilişkiler açısından çok önemli bir gelişmeydi. Yaklaşık 5-7 dakikadır ilişkilerimizde mevcut olanları sıralıyorum. Bu, en azından listeleyebileceğimiz bir şeylerin olduğunu gösteriyor. Eğer bana 7 yıl önce sormuş olsaydınız, büyük ihtimalle sıralayacak pek bir şeyim olmazdı"

Başbakan Paşinyan, bir süredir Ermenistan’daki tarih algısına dair çeşitli ve önemli değerlendirmeleri, eleştiri ve öneriyle amacının ne olduğuna dair soruya ise, "Bence her ülke kendi tarihiyle yüzleşmelidir, bu oldukça açık bir konu ve bu bağlamda ne benim ne de Ermenistan Cumhuriyeti’nin özgün bir yaklaşımı olduğunu düşünmüyorum. Biz her zaman tarihimizle ilgilendik, ancak burada önemli olan, tarihin bize sunduğu bilgiyi nerede, nasıl ve hangi amaçla kullanacağımızdır. Aynı zamanda, tarihin bize verdiği mesajları görmek ve bu mesajları doğru algılamak da büyük önem taşımaktadır. Biliyorsunuz, 'Tarihten ders çıkarmak gerekir' şeklinde bir ifade var, ancak tarihin hiçbir sayfasında dersin ne olduğu açıkça yazılı değildir" dedi.

Tarihin dersin ne olduğunu anlatmadığına dikkat çeken Paşinyan, "Başka bir deyişle, bu çıkarım tarihin içinde doğrudan yer almaz; hangi dersin çıkarılacağı ve tarihin nasıl algılanacağı, nasıl kullanılacağı tamamen siyasi bir tercih ve siyasi bir algı meselesidir. Bu çok önemli bir konudur. Tarihi bir bilgi kaynağı olarak, bugünü ve geleceği anlamaya yönelik bir bilgi kaynağı olarak, bugünü ve geleceği inşa etmeye yönelik bir proje için bir bilgi ve rehberlik kaynağı olarak mı kullanacağız, yoksa tarihin içinde mi yaşayacağız? Bunlar siyasi tercih konusudur. Çünkü biliyorsunuz, herhangi bir ortamda tarih ve tarihten çıkarılan dersler hakkında konuştuğumuzda, her zaman bir tartışma olacaktır. Çünkü herkes tarihi kendi siyasi bakış açısına göre algılar. Yani aynı toplum içinde bile farklı algılar olabilir. Bu arada, şunu da söylemeliyim ki, tarih belki de en siyasi bilimlerden veya en siyasi disiplinlerden biridir. Dolayısıyla, tarihin algılanışı da bir bakıma siyasi bir algı meselesidir" ifadelerine yer verdi.

Paşinyan son dönemdeki tarih konusundaki söylemleriyle verdiği mesajı ise şu şekilde açıkladı:
''Hem Ermenistan'da konuşurken hem de diasporadaki yurttaşlarımızla konuşurken, tarih ile bugünü birbirinden ayırmamız gerektiğini vurguluyorum. Tarihi ve bugünü aynı şekilde algılayamayız, çünkü bugün bugündür, tarih ise tarihtir. Gelecek ile tarih arasında hiçbir sınırın olmaması mümkün değildir. Çünkü benim anlayışıma göre gelecek, tarihin birebir bir yansıması olmamalıdır. Gelecek, tarihte düzeltmek veya daha iyi hale getirmek istediğimiz sayfaları iyileştirme fırsatıdır. Ancak bu da yine bir siyasi tercih meselesidir. Bu nüansı doğru anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Tarihte mutlak bir gerçek yoktur. Tarihin her türlü algılanışı aslında siyasi bir algıdır. Bu genel olarak böyledir. Ancak siyasi tercihlerine bağlı olarak tarih hakkında mutlak gerçeklere sahip olduklarını kabul eden siyasi güçler vardır. Tarih hakkında kendi mutlak gerçeklerine sahip olan topluluklar, devletler vardır. Ve bu da inkâr edilemez bir gerçektir"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.