Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Diz kireçlenmesi 50 yaşından sonra daha sık görülüyor
Diz kireçlenmesinin 50 yaşından sonra daha sık görüldüğüne işaret eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuna Pehlivanoğlu, hastaların hareket kabiliyetini kısıtlayıp şiddetli ağrıya sebebiyet vererek hayat kalitesini düşüren diz kireçlenmesinin önlenmesindeki önemli noktalara ve tedavisine değindi.
Diz kireçlenmesi, diz ekleminin içindeki kıkırdakların hasarına bağlı olarak eklemi oluşturan kemiklerin birbirine sürterek hareket etmeye başlamasına ve eklemin normal anatomisinin bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Diz kireçlenmesi genelde orta-ileri yaş (40-50 yaş ve üzeri) hastalarda görülürken, hastaların yüzde 70'den fazlası 55 yaş üzerinde tanı alıyor. Yüksek kilo, genetik-ailesel sebepler ve geçirilmiş travmalar sebeplerden bazılarını oluşturuyor. Genç hastalarda da diz eklemini oluşturan kemiklerin kırılması, doğuştan gelen kemik eğrilikleri, iltihaplı romatizma (romatoid artrit), gut hastalığı, diyabet, obezite neticesinde görülebiliyor.
Hastalıkla ilgili bilgiler veren Medicana Bahçelievler Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuna Pehlivanoğlu, “Diz ağrısı kireçlenmenin en önemli ve ilk bulgularından biridir” dedi.
Doç. Dr. Pehlivanoğlu, “Bu ağrı yürüme ve hareket esnasında çok şiddetlenip hastayı hareket edemez hale getirebilir. Ayrıca gece uykudan uyandıracak kadar şiddetli hale gelen ağrı uykuyu bozup. hayat kalitesini ciddi derecede düşürebilir. Yürüme güçlüğü ve hatta yürüyemez hale gelme, yürürken dizin kilitlenmesi, diz ekleminin özellikle içe doğru eğrilmesi, dizden ses gelmesi sık görülen belirtilerdir. Azalmış harekete bağlı olarak diz çevresindeki kaslar da zayıflamakta ve hastaları günden güne daha az fiziksel aktivite yapabilecek hale getirmektedir. Sonuçta diz kireçlenmesinin ilerlemesine bağlı olarak hastaların hayat kalitesi ciddi derecede azalmaktadır. Hastalar bu şikâyetlerden herhangi birinin mevcut olması halinde bir ortopedi uzmanına muayene olmalıdırlar” şeklinde konuştu.
Diz kireçlenmesinin ameliyat dışı başlangıç tedavisinin medikal tedavi olup. ağrı kesici cd iltihap giderici (anti-inflamatuar) ilaçlar, kremler, ağızdan alınacak takviyeler ve soğuk uygulama ile semptomların ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini belirten Doç. Dr. Tuna Pehlivanoğlu, “Fizik tedavi ve kilo kontrolü de başlangıç tedavisine eklenmektedir. İlaç tedavilerinden fayda görmeyen ya da az fayda gören hastaların dizlerine kortizon, lokal anestezik, hyaluronik asit ve PRP gibi enjeksiyonlar uygulanabilir. Bu tedaviler kesin çözüm olmamakla ösulsjhd hastaların ağrılarını ortadan kaldırıp. hayat kalitelerini artırmaya yöneliktir. Uygun hastaların dizlerine uygulanacak kök hücre enjeksiyonu, onarıcı ve tedavi edici etkiye sahip olabilmektedir. Ameliyat dışı tedavilerden fayda görmeyen ya da bir süre fayda görmesine rağmen sonrasında yeniden kötüleşen hastalara ameliyat önerilmektedir” açıklamasında bulundu.
En Çok Okunan Haberler