Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Geçmişimizle nasıl baş edebiliriz?

Yazının Giriş Tarihi: 31.08.2024 19:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.11.2024 03:36

Geçmişte yaşadığımız olaylarla ilgili, şu an bulunduğumuz zaman içerisinde hiçbir denetimimiz yoktur. Peki geçmişinde anne ve babası tarafından reddedilen bir çocuk isek şu an durumumuz ne olacak? Anne ya da babamızdan birini çok az gördüysek ya da hiç görmediysek ne olacak? Travmatik olayları sürekli yaşayan bir ailede ya da çevrede büyüdüysek ne yapacağız? Bu tarz soruları sonsuz şekilde çoğaltabiliriz ancak şu an yaşadığımız mutsuzlukların, umutsuzlukların, yaşamdan zevk alamamanın, göğsünde sürekli bir şeylerin düğümlenmesi hissinin altında çocukluk yaşantılarının olma ihtimali oldukça yüksektir.

Aslında çocukluk döneminde yaşanan olumsuz olayların, bireye verdiği doğrudan zarardan çok, onda oluşturduğu düşünceler gelecekteki yaşantısını bozacaktır. 

Bağlanma kuramcı Bowlby’nin belirttiği gibi çocuklar çok güçlü bir bağlanma arzusuyla doğarlar. Sevilmek, okşanmak, dokunulmak isterler ve bunlardan yoksun bırakıldıkları zaman kendilerini üzgün, yalnız, terk edilmiş ve çoğunlukla çökkün hissederler. Böyle bir yoksunlukla büyüyen çocukların nörolojik olarak gelişimlerinde sorun olmasa da duygusal olarak her zaman daha kırılgandırlar ve kusurları daha fazla olacaktır. Çocukluk dönemlerinde ihmal edilenler, sürekli eleştiriye maruz bırakılanlar, aşırı kısıtlananlar yaşamları boyunca kendilerini değersiz olarak görecekler ve içlerindeki duygusal boşlukları sürekli tatmin etmeye çalışacaklardır.

Bir danışanım bana hiçbir kadını sevemediğini ve onlarla asla mutlu olamayacağını söylemişti. Eşiyle yaşadığı sorunlarından dolayı boşandığını ancak hayatına giren diğer kadınların da tıpkı ayrıldığı eşi gibi onu anlamadıklarını, aradığı sevgiyi bir türlü bulamadığını söylemiş, hatta kadınların asla güvenilir olmadıklarını da eklemişti. Ayrıca geceleri uyuyamadığından ve kendini hep yalnız hissettiğinden bahsetmişti.

Danışanın geçmiş yaşantısı incelendiğinde; annesi ile babasının o çocukken boşandıkları ve babasının akrabaları tarafından büyütüldüğü dikkati çekmiştir. Kendisinin kimse tarafından gerçekten sevilmediğini anlatırken sürekli ağlaması, çocukluk anılarını gözünde canlandırması ve sürekli annesini özlediğini söylemesi ise duygusal bir boşalmaydı.

Anılardan, geçmişten kaçarak sorunlarımızı çözmemiz mümkün değildir. Geçmişimiz tekrarlayan kabuslar olarak hayatımızın bir yerlerinden sürekli kendini gösterecektir. Bu sebeple geçmiş yaşantılarımızla yüzleşmemiz, kendimizi tanımamız ve yaşadığımız duygusal sorunların kaynağını bulmaya çalışmamız; duygusal sorunlarımızın çözümünün ilk adımını oluşturacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.