Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mehmet Akif Ersoy’un yetim bıraktığı 'Kar Gülleri' açtı

Yazının Giriş Tarihi: 14.01.2025 16:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.01.2025 17:08

Bugüne kadar her okudukça beni derinden sarsan sadece 3 şiir oldu. 3’ü de Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a ait.

Biri;

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya, Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya” diye dörtlükle başlayan ve rivayete göre Çanakkale Zaferi’nin müjdesini Hicaz çöllerinde alır almaz kıldığı şükür namazının ardından cılız bir lamba ışığında yazdığı Çanakkale Şehitleri’ne şiiri,

Diğeri;

Osmangazi ve Orhangazi’nin emaneti Bursa’nın Yunanlılar tarafından 8 Temmuz 1920’de işgal edilmesine duyduğu derin üzüntüden kaleme aldığı Bülbül Şiiri.

Ve bir diğeri de “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın “dediği Başkomutan Mustafa Kemal’in liderliğinde Kurtuluş Mücadelesi’nin tam ortasında 17 Şubat 1921’de yazdığı İstiklal Marşı.

Her 3’ü de Mehmet Akif Ersoy’un yüreğinden kalemine akıttığı Türk askerinin destansı kahramanlık hikayesinin mısralarda vücut bulduğu adeta tarihe düşülmüş not ve bir belgesel.

……. ……

Bu bağlamda hep merak etmişimdir.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy hayatında hiç görmediği Çanakkale’yi ölümsüzleştirirken, aynı dönemde yaşadığı halde neden bu savaştan 61 gün önceki Sarıkamış’ı hiç kaleme almadı?

Neden Ruslara karşı tek bir kurşun sıkamadan Allahü Ekber dağlarında donarak şehit düşen binlerce askerimizin ardından ağıtlar yakılırken, böylesine tarihi hüznü destanlaştırmadı?

Çünkü Sarıkamış o dönemde bir kahramanlık değil, bir çöküştü. Hem de hazin bir son. Hiç bir şair bu acıklı yiğitliği dizelerine alamadı, ama anaların yüreğindeki acı halk arasında manilerde dile geldi.

Aslında benimki de soru mu? hangi birini yazacaktı ki?

Galiçya Cephesi’ni mi? Yoksa Hicaz- Yemen Cephesi’ni mi? İran Cephesi’ni mi? Suriye-Filistin Cephesi'ni mi? Her yerde savaş vardı. Her yerde Osmanlı askeri vatan mücadelesi veriyordu.

Ama inanıyorum ki eğer yazsaydı yüreğinden kopup gelen mısralar vatan uğruna adanmışlık destanına dönüşür ve bugün belki de Sarıkamış’ın üzerindeki o belirsizlik de ortadan kalkardı.

SARIKAMIŞ EN HÜZÜNLÜ AMA ONURLU BİR SAVAŞTI

93 harbinde Ruslar’a savaş tazminatı olarak verdiğimiz Kars, Ardahan, Sarıkamış bölgesi tam 110 yıl önce içinde bulunduğumuz bu aylarda, Kafkas Cephesi adı altında 1. Dünya Savaşı sırasında tarihimizin en dramatik, en hüzünlü savaşına sahne oldu.

Enver Paşa komutasında 130 bin askerimiz yitirilen bu toprakları geri almak için Aralık 1914’te Sarıkamış‘ın Allahü Ekber dağlarına çıkarma yaptı. Hava kış şartlarının en ağırı idi. Eksi 25 derecelere kadar inen ısı, orduyu zorlarken, sık sık da kar fırtınasına yakalandılar. Dondurucu soğuk ve aylarca süren savaş yorgunluğuna mağlup olan askerimiz maalesef o dağlarda Ruslar’ı göremeden soğuktan şehit düştü. Ruslar'ın 22 Ocak’ta taarruzları durdurmasıyla bu cephede büyük bir hüzün ortaya çıktı.

Batı kaynaklarına göre 90 bin askerimiz donarak şehit olurken, Maraşel Fevzi Çakmak’a göre bu rakam abartılı. Fevzi Çakmak 33 bin ölü, 10 bin hastanede ölen, 7 bin esir ve 10.bin yaralından oluşmak üzere 60.000 olarak tahmin etmiştir. Fevzi Çakmak donarak ölen asker sayısı hakkında bir tahminde bulunmasa da, ölen 33 bin askerin yaklaşık yarısının donmadan kaynaklı olduğu tahmin edilmekte.

BU DRAM HEP UNUTULMAK İSTENDİ

Sonuçta tarihimizin yapraklarında bir o kadar hüzünlü ve bir o kadar da onurlu bir yer tutan bu mücadelenin gün yüzüne çıkıp şehitlerin anılması ise resmi olarak çok eski değil.

Bilemediniz en fazla 30 yıllık bir hikaye. Her yıl ocak ayının ilk haftası Sarıkamış’ta yürüyüş ve çeşitli etkinlikler yapılıyor, Allahü Ekber dağlarına tırmanarak anma törenleri düzenleniyor. Harekata dair pek çok bilinmeyenler var. Bu yıl ise ilk defa Sarıkamış Platformu tarafından şehitlere vefa borcu olarak halk arasında yıllardır dilden dile aktarılan mani ve şiirlerin yanısıra, şiir yarışması düzenlendi. Bu yarışmaya katılan 267 şairin 110 şiiri kitap haline getirildi ve “Kar Gülleri” adı altında yayınlandı.
Sarıkamış Platformu Başkanı, Kars, Ardahan, Iğdır Dernekleri Federasyonu Başkanı, değerli dostum İrfan Koç, daha yeni satışa sunulan kitabı bizlere getirdi. İyi ki bu çalışmayı yapmışlar da, tarihe not düşmüşler.

Kitabın büyük bölümünü okudum. Yürek dağlayan mısralar var. Sarıkamış Platformu'nun açtığı yarışmada birinci olan İbrahim Şaşmaz’ın Sarıkamış lisanıyla yazdığı şiirle başlıyor kitap.

Sormayın beni bana, ben kimim, adım nedir,

Bir yanım Uhud benim, bir yarım ise Bedir,

Sormayın beni bana, neredeyim, kimdeyim

Ateşin lal olduğu, üşüdüğü demdeyim.

Sormayın beni bana, dudaklarımda ahı.

Kar yangını canlara, borçluyum o sabahı

Allahuekber Dağı, bu aşka yetmez derdim.

Burcunu kaç bin cana, seccade diye serdim.

…. …..

Dedim ya, şiirler güzel ama eğer ki Mehmet Akif Ersoy sonradan Enver Paşa’nın dahi anmak istemediği yasaklı Sarıkamış’ın onurlu mağlubiyetini dizelerine alsa idi, yetim bırakmasaydı şimdi ortaya aynen Çanakkale Şehitleri, Bülbül ve İstiklal Marşı gibi çok daha etkileyici Kar Gülleri şiiri çıkmıştı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.