Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Cennet Cankılıç
Suriye’de neler oluyor?
Biz tam Suriye’de iç savaş sona erdi, yeni bir devlet kuruldu. Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara oldu, şimdi istikrar dönemi başlıyor, sığınmacılar ülkelerine dönecek ve Türkiye Suriye’nin yeniden inşasında büyük rol üstlenecek derken;
İmralı’nın çağrısına PKK tamam deyip, Suriye’deki uzantıları YPG’nin ve PYD’nin de kendini lağvetmesini beklerken;
Bir de gördük ki son birkaç gündür kan gövdeyi götürüyor.
Gelen haberlere ve sosyal medya paylaşımlarından akan görüntülere baktığımızda, ki bazıları eğer algı operasyonu sonucu yanıltmalı fotoğraflar değilse, Aralık ayında devrilen Esad dönemindeki kanlı fotoğraflardan, kanlı olaylardan farkı yok.
……. ……
Dış politika uzmanı olmadığımız için derinlemesine analiz edemeyiz. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Suriye’yi tam 13 yıldır iç savaşa mahkum eden zihniyet yine iş başında.
Alevi-Sünni çatışması çıkararak Ahmet El Şara’yı mı köşeye sıkıştırmak istiyorlar, “sen bak hakimiyeti kuramadın, iç savaş çıkacak” diye özerk yapılardan oluşan federatif bir devlet mi kurdurmaya çalışıyorlar?
Ya da mezhep çatışmasını körükleyerek, ülkeyi yeniden mi bölmek istiyorlar.
İsrail’in yayılmacı politikaları için zemin mi oluşturuyorlar.
İmralı’nın çağrısına henüz net cevap vermeyen YPG’nin silah bırakma pozisyonunu da böylelikle engellemiş mi oluyorlar?
Hepsi ve daha fazlası diye biliriz…
Çünkü;
İstikrarlı bir Suriye öncelikle İsrail’in işine hiç gelmiyor, İran’ın işine hiç gelmiyor.
Yıllarca Suriye rejim baskısında iç çatışma yaşadı, şimdi de bu çok kozmopolit ülkede mezhep çatışması çıkarılmak isteniyor. Şii, Alevi ve Sünni, Dürzi toplumlar karşı karşıya getiriliyor. Zaten ülkede şartlar tam da buna müsait.
Şöyle ki;
Suriye'de son günlerde yaşanan iç çatışmalar, ülkenin batısındaki Lazkiye ve Tartus illerinde yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerde, devrik lider Beşar Esad'a bağlı militanlar ile yeni hükümete bağlı güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar meydana gelmiştir. Çatışmalar sonucunda çoğunluğu sivil olmak üzere kimilerine göre en az 1.300'den fazla kişi, kimilerine göre 10 bin kişi hayatını kaybetmiştir.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin verilerine göre, ölen sivillerin büyük bir kısmı Alevi mezhebine mensuptur ve bu durum mezhepsel gerilimlerin arttığının en önemli göstergesidir.
Çatışmalar, Esad'ın Aralık ayında devrilmesinden sonra ülkede yaşanan en ciddi şiddet olayları olarak kaydedilmiştir.
Yeni geçici hükümetin Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara ülkenin iç savaşa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, ulusal birlik ve sükûnet çağrısında bulunmuştur. Ayrıca, sivil barışı korumak ve olayları soruşturmak üzere bağımsız komiteler oluşturulmuştur.
Bu gelişmeler, Suriye'deki hassas geçiş sürecini tehdit etmekte ve uluslararası toplum tarafından endişeyle izlenmektedir. Birleşmiş Milletler ve çeşitli ülkeler, sivillere yönelik saldırıları kınayarak, şiddetin derhal durdurulması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması çağrısında bulunurken, bölgedeki çatışmalar Türkiye’nin de en birincil gündemini oluşturuyor.
Zira;
Savaşsız ve istikrarlı bir Suriye Türkiye’nin de güvenliğini yakından ilgilendiriyor. Her şeyden evvel Lazkiye benzeri mezhep çatışması Türkiye için de büyük bir tehdit.
İşte tüm bu soruların cevabı aranırken, Şam’da sürpriz bir buluşma oldu. Ahmet El Şara ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ‘nin Kürt lideri Mazlum Abdi dün gece bir araya geldi ve 8 maddelik anlaşma ile SDG, ülkenin yeni yönetimini kurumlarına entegre olmayı kabul etti.
Yani Kürt toplumu Suriye Devleti’nin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor ve vatandaş olarak anayasal tüm haklardan eşit yararlanma garantisini alıyor.
Suriye’nin tek devlet yönetimi için bu anlaşma elbette önemli, ama burada asıl sorun bizim için PKK’nın uzantısı niteliğindeki YPG’nin ne olacağı?
SDG’nin ordusu niteliğindeki YPG, bu anlaşma ile Suriye ordusuna katılacak. Yani Suriye’de YPG/PKK gücünü legal ordu içinde korumaya devam edecek.