Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kadın ne değildir?

Yazının Giriş Tarihi: 07.03.2025 15:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.03.2025 15:55

Bir çiçeği rastgele bir toprağa ekmeye çalışırsanız, o toprak o çiçeğe uygun değilse, toprak onu kabul etmez ve çiçek uzun yaşamaz. Elinizdeki bitkiye de yazık olur, verdiğiniz emeklere de. Toprak Ana kendine uygun olanı seçer, besler, büyütür, çiçek açtırır. Annedir, kadındır çünkü…

“Benim aslan oğluma kız mı yok, kimi isterse onu alırız” anlayışı ile çocuk büyüten annelerden başlayarak iğneyi önce kendimize batırmak istiyorum. Şu andaki kadın şiddetlerinin başrollerindeki erkekler de bir zamanlar masum bebeklerdi. Peki bu bireyleri de kadınlar yetiştirmedi mi? Maalesef kendini bir hiç olarak gören, içinde yaşadığı toplumun normlarında kaybolmuş anneler, yine kadını hiç olarak gören erkekler ve nesiller yetiştirdi, hem de toprak anadan hiç feyz almayarak. Yetmedi, yetiştirilen erkekler yüzyıllar boyunca kendini kadının namus bekçisi zannetti. İşte bu zannetmeler bizi “kadının hayatta kalmasının bile lüks sayıldığı bir yüzyıla” daha getirdi.

Yüzyıllar arasında bir geçişle size antik çağlardaki kapı kemerlerinden bir örnek vermek istiyorum. Kapı kemerlerinin en üstünde bir kadın figürü bulunur. Kadın figürü oradaki mimarinin yapı taşıdır ve o taşı oradan çekerseniz yapı üstünüze çöker. İşte toplum da böyledir. Kadını hayattan çekerseniz,sistem tepenize çöker.Tam da bu minvalde Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk: “Ey kahraman Türk kadını,sen yerde sürünmeye değil; omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”demiş ;kadınların ,ve kimsesiz kız çocuklarının eğitimine bilhassa önem vermiştir.Gerçekten göklere yükselen Sabiha Gökçen; Bursalı Sümer Kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ; Ömrünü iyiliğe adamış Türkan Saylan; Cumhuriyetimizin divası Müzeyyen Senar ve daha pek çok isim ,Atatürk’ün vizyonu sayesinde tarihe ismini altın harflerle yazdırmıştır.

Tarih yolculuğunda günümüze gelecek olursak bugün pek çok kadın, maalesef patriarkal sistemde kendi yerini korumaya çalışırken güçlü kadın imajı verebilmek adına kendini tüketmektedir. Bir kadın olarak-daha da önemlisi bir insan olarak – bir şeyleri yapamama, kırılgan olabilme, yeri geldiğinde hata yapıp düşebilme, sıradan bir hak olmalıdır. Kendimizi koruyabilmek için hiç kimseye güç gösterisi yapmak ya da herhangi birinin himayesi altına girmek zorunda olmamak ütopik değil, normal bir gerçek olabilmeli. Bu kadınlar gününde de belki yine hediyeler çiçekler alınacak.Halbuki kendinden beklenmeyen bütün başarıları kadınlardan bekleyen patriarkal sistemin günübirlik çiçekleri ,kadınların yaralarını sarmak şöyle dursun,yara bandı bile olamayacak.

Tüm bu tokenist haraketleri bir yana bırakırsak biz kadınların, erkeklere ne olduğumuzu değil belki de ne olmadığımızı göstermenin zamanı gelmiştir.

Kadın, kendi rızası dışındaki hiçbir teşbihin benzeyeni değildir. “Bir kereden bir şey olmaz” ların karakutusu değildir. Herhangi bir zevkî hayatın arka bahçesi değildir. Hiç kimsenin elinin kiri, namusunun sembolü değildir. Hiçbir güzellik algısının kalıbı; kendi rızası dışındaki hiçbir cümlenin nesnesi de değildir. Kadın, sadece kendi cümlesinin öznesidir ve toplumun cümlesini eğitendir.

Şahsım adına ve kendi cümlemin öznesi olarak, bugün cesurca, fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirebilen ve bu fikirleri savunabilen bir kadınsam, bu hakları kime borçlu olduğumu da, bunun maliyetini de çok iyi biliyor, kadın haklarının önemini gerçekten kavrayabilmiş herkesin kadınlar gününü kutluyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.