Ramazan ayının geldiğini, “Neremize su kaçarsa oruç bozulur? tartışmalarından;kurban bayramının geldiğini kaçan danalardan anlıyorsak, yılbaşının geldiğini de çam ağacı süsleme tartışmalarından anlamamız mümkündür. Yunan Mitolojisindeki Sisifos’un kayayı en tepeye taşıyıp son anda aşağı yuvarlanması gibi aynı yerde yuvarlanıp dururken yılbaşı kapımıza geldi. Oysa ki çocukluğumuzda simli yılbaşı kartpostallarının kırtasiyelere gelmesiyle başlayan yılbaşı heyecanı , büyük ikramiyenin kime çıkacağının umuduyla devam ederken ,oynayacağımız tombala ile şenlenirdi. Halbuki tam da bugünlerde tombalanın bizim için manası : Coğrafyamızın etrafında oynanan kirli oyunlarda kimin çinkoyu bulduğu, tombalayı kimin yapacağı ile ilgili maalesef…

Hatır olsun diye geçiyor bu yıl ama öyle bir geçiyor ki.Yeni doğmuş bebeklere,çocuklara,hayvanlara, kadınlara yapılanları ; Hızır A.S görse ,ab-ı hayat suyunu aramaktan vaz geçer, ölümlü olmayı tercih ederdi diye düşünüyorum.

Bu yıl, yılın pazarlama olayı Dubai çikolatası tariflerine ve reklamlarına o kadar çok aldandık ki özenip de Dubai çikolatası çalan çocuğun neden çaldığını görmezden geldik. Dubai çikolatasının tarifi, chat GPT den sonra dünyada en çok aranan ve denenen şey oldu.Chat GPT demişken ,şunun da altını çizmek lazım elbet, yapay zekanın konuşulmadığı bir gün bile geçmedi. Geçmişte,gelecek olarak hayal ettiğimiz teknolojik gelişmeler hem heyecan; hem de kaygı verdi. Kendimizi eski bilim kurgu filmlerinin içinde bulduğumuz gibi; Elon Musk’ın Optimus adlı robotu neler yapabilir ,yapay zeka ile ilişkilerimiz ne düzeyde nerelere evrilecek sorularıyla kafa yorduk. Düşünün , iki satır yazı okumanın zor geldiği bir toplum haline gelmişsek iki saniyede milyarlarca cümle okuyan yapay zeka bir gün bize galip gelmez mi. Ya da bu yapay zekayı doğru kullanan ülkeler yüzyılın farkını atmaz mı. Yapay zekanın üretkenliği tartışıladursun biz bu yıl kendi ürünlerimizi yetiştirip çok üretememiş olabiliriz ama vergi üretmek konusunda verimli olduğumuzu düşünüyorum.

Daha kötü yıllar da görmüştük iyi şeyler de oldu bu dünyada,hayat öyle ya da böyle geçiyor.Ne de olsa biz tabağını sıyırmayı seven bir toplumuz. Kek yaptığımızda kabın dibini sıyırmak,salça kazanının en dibine ekmeği banmak gibi en tatlı zamana, yani yılın sonuna geldik. Yine her yer ışıl ışıl ,bir canlılık ,bir piyasa hareketliliği.En güzeli de durup dururken bir umut.Hem de en bedavasından.

Hala hayattaysak daha güçlü çıkacağız demektir. Umutlu yarınlara…